Çocuklara aldığım kitapları önce kendim okumaya
çalışıyorum ama bazen fırsat bulamıyorum. “Babam Okulun En Çalışkanı” kitabında
da böyle oldu. İsabetli olmuş; çünkü çocuklar bu kitabı çok hızlı ve severek
okudular. Hatta aradan biraz zaman geçince tekrar (ikinci kez) okudular. Bu
sefer ben de merak ettim ve kitabı okumak için şartlarımı zorladım. Hakikaten
de okuyunca onlara hak verdim.
Kitap, roman türünde ama kitabın iç kapağında
kitabın isminin hemen altında “fen
bilimleri 1 canlılar ve hayat” yazıyor. Bu kitap, bir romandan fazlasına sahip.
Bir roman kurgusu içinde fen bilimleriyle ilgili bilgileri de çok rahat
bulabiliyorsunuz. Böylece bu bilgiler ezber bilgilerden çok, bir olayın içinde
geçerek kalıcılığını arttırmış oluyor. Kitabın kahramanı Bertan adında bir
çocuk. Bertan bilgisayara merakı olan,
bilgisayar oyunlarını çok seven bir çocuk.
Ancak okulda tembel bir öğrenci. Her şey, Bertan’ın babasının okula
gidip oğlunun başarısız olduğunu öğrenmesiyle başlıyor. Bertan’ın en kolay
bilgileri bile öğrenemediğini duyan baba (Cem Bey) bu durumu kabullenemiyor.
Baba ve oğul arasındaki konuşmanın sonunda ikisinin birbirinin yerine geçmek
istemesiyle (senin yerinde olsam hiç sıkılmazdım cümlesiyle) bir gecede her şey değişiyor. Sabah
uyandıklarında birbirlerinin bedeninde olduklarını fark ettikleri an, aslında
birbirlerini daha iyi anlayacakları bir sürecin de başlangıcı oluyor.
Kitap’ta Bertan’a çok benzeyen bir başka çocuk
da Remzi. Remzi’nin babası Kütük Rüstem ve şoförleri Şemsi de olayın başka bir
boyutunu oluşturuyor. Kitabın kurgusunda
yer alan bedende yer değiştirme motifi çok sıradan olsa da içinde yer alan fen
bilimleriyle ilgili bilgilerin çocukların anlayacağı ve seveceği şekilde
kurgulanması yönüyle gayet başarılı. Çocuklar eğlenerek bu bilgileri öğreniyor
ve bence kolay kolay da unutmuyor. Kitapta
verilen temel mesaj ise “öğrenebileceğine inanan her birey öğrenebilir” hem de bir
bilgi çipine ihtiyaç duymadan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder