“Çocuk
olsam yeniden,
Bir
tek düştüğüm için acısa içim,
Ve
kalbim çok koştuğum zaman çarpsa sadece…” Cemal Süreya
Bu aralar çocukken sevdiğim, çocukluğumun
hatırası olan eşyalar beni mutlu eder oldu. Hatırlıyorum da çocukken üstünde kırmızı
kalpler olan bir tahta tarağım vardı. O zamanlar belimde olan saçlarımı bu
tarakla taramaya bayılırdım. Bakkala gidip çokomel almak bizim için büyük bir
mutluluktu. Parka gitmek, salıncakta sallanmak, pamuk şeker yemek, ramazan
ayında pide kuyruğu beklemek, soba üstünde kestane pişirmek, evde eskimo
yapmak, oralet içmek, televizyonda susam sokağını, Hugo ve Tolga abiyi izlemek,
sokakta evcilik oynamak, lastik atlamak ve akşam ezanı okununca eve dönmek
çocukluğuma dair hatırladıklarımdan bazıları.
Çocukluk,
hayatımızdaki en önemli dönem. Çünkü çocukken yaşadığımız şeyler ileriki
yaşantımızda kişiliğimizi oluşturuyor. Hatırlar mısınız “Çocuklar duymasın”
dizisinde psikolog Sinan karakteri vardı. Haluk’un davranışlarının sebebini anlamak için
sürekli “çocukluğuna inmek lazım” derdi.
Bizler farkında olmadan çocuklarımızda izler
bırakıyoruz ve yıllar sonra yetişkin olduklarında bu birçok davranışın sebebi
oluyor. Bir kitapta “hayattan yorulan, zorlu süreçler geçiren insanlar
çocukluğuna dair bir şeyler bulup kendilerini iyileştirmeye, sağaltım yapmaya
çalışırlar” yazıyordu. Bir nevi terapi gibi yani. Bu bilgi kesin midir bilmiyorum; ama doğruluk
payı vardır diye düşünüyorum. Çünkü
gerçekten çocukken yaşadıklarımız silinmeyen izler bırakıyor üzerimizde. Belki de bu yüzden bir yanımız hep çocuk
kalıyor.
Ben bu
aralar “Keşke yeniden çocuk olsam” diyorum. Tekrar çocuk olamayacağımı bildiğim için de
çocuklarımla daha çok vakit geçirmeye, onlara kendi çocukluğumu anlatmaya ve
onlar için güzel anılar biriktirmeye çalışıyorum. Tamam, itiraf ediyorum markete girdiğimde önce çokomel alıyorum. Parkta çocuklarıma pamuk şeker alırken
kendime de alıyorum. Ha, bir de parkta kimsecikler yoksa salıncakta sallandığım
da doğrudur ;)
Peki ya
güzel dostlar, sizin çocukluğunuza dair unutamadığınız anlar, anılar neler? Bu aralar aranızda benim gibi çocukluğunu özleyen var mı?
Yasim oyle cok da buyuk degil ama ben de ozluyorum cocuklugumu. Hala elime bebek alsam oynayasim gelir. :) Sek sek oynamayi cok severdim. Ozluyorum gercekten. Dertsiz tasasiz gunlerimizdi. :)
YanıtlaSilBen de çok severdim sek sek oynamayı:)
SilHem de nasıl özlüyorum çocukluğumu. Sokak oyunlarımız ve akşam ezanında eve dönmemiz, sanırım bizim zamanımızda çocukluk hep aynıydı. Sokaklar şimdiki kadar tekinsiz değildi. Bir komşumuza gittiğimizde korkmazdık, kimdir, nedir demezdik. Komşuluk vardı çünkü. Zaten özlüyordum o günleri bu yazı ile daha da depreşti :) Teşekkür ederim canım ❤️
YanıtlaSilRica ederim. Çok sevindim böyle hissetmene:) Sevgiler...
SilAyy leblebi tozuuuuu 😃 hiç unutamıyorum onun tadını ya.Eşime bi kwre aldırayım dedim ama eski tadı kalmamış 😃
YanıtlaSilBende çocuklu bir çocuğum 😃Onu büyütürken kendimide büyütmeye çalışıyorum.
Cemal süreyyada ayrı bir harika.Tesekkürler yazı icin 😃
Rica ederim. Ben teşekkür ederim değerli yorumlarınız için:) Evet, leblebi tozu;) Sevgiler <3
SilNe kadar güzel anlatmışsınız.Sanırım hayatımızın en sıcak,en masum yanı olduğundan özlüyoruz çocukluğumuzu.Sizi yeni keşfettim.İyi ki etmişim dedim.Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Çok mutlu oldum gerçekten:) Hoş geldiniz. Ne iyi ettiniz de geldiniz. Sevgiler...
SilÇocukluk ya özlenir canım ya da hatırlanmak istenmez. Ama o hatırlanmak istenmeyende bile ara ara kaçamaklarda çelik çomak oynamışlığım, sokakta babam işten dönene kadar soğuk da olsa hava, saklambaç oynamışlığım, abur bubur almışlığım vardır. Çocukluk biraz da şanstır. Her çocuğun mutlu olmasını dilerim hep. Hele ki günümüzde duyduğumuz şeyleri akıllarımız almıyor.
YanıtlaSilSevgilerimle kızım.
"Çocukluk biraz da şanstır" ne kadar da güzel bir tespit.Dileğiniz dileğim. Her çocuk mutlu olsun çünkü tüm çocuklar mutlu olmayı hak ediyor. Sevgilerimle ablacım.
YanıtlaSil